11 Aralık 2019 Çarşamba

Vaktimizin yüzde 80’i, tanıdığımız insanların yalnızca yüzde 20’siyle geçiririz


Bu kuralı iş yaşamında da uygulamak mümkün. Performansınızı en yüksek seviyeye çıkarmak için gelirinizin büyük bir kısmını oluşturan hizmet ya da ürünlere odaklanın


Gelirinizin yüzde 80’ini oluşturan hizmet ve ürünlere odaklanın. Yani işin yüzde 20’sine odaklanıp o işi en iyi şekilde yaparak yüzde 80 geliri verimli bir şekilde elde edin. İş yaşamında ise asıl sorumluluklarınıza odaklanıp asıl işinizi en iyi şekilde yapmaya çalışın. Size yük olan, işinizi yavaşlatan işleri mümkünse başkalarına devredin. Böylece asıl işinizdeki performansınız en yüksek seviyeye çıkacak.

Kişisel zamanımızı yönetirken de bu kuralı göz önünde bulundurmalıyız. Örneğin ne kadar vaktimiz olursa olsun elimizdeki işi sahip olduğumuz zamanda bitirebiliyoruz. Ne daha az ne daha fazla




Ama aslında vaktin yüzde 20’lik kısmında verimli olarak işin yüzde 80’inini rahatça tamamlayabiliriz. Bunun yerine çoğu zaman o işi sahip olduğumuz vakte yayıyor ve sahip olduğumuz zamanın yüzde 80’ini başka işlerle oyalanarak geçiriyoruz. Bu ise zaman kaybına yol açıyor.

80/20 Kuralı tüm hayata yayılabilecek kadar esnek bir kural. Basitçe çıktıların çoğunu, çabanızın az bir kısmıyla elde ediyorsunuz. Örneğin bir sınava hazırlanıyorsanız soruları %80’ini oluşturan konuların %20’sine odaklanın




Böylece sınavda çıkacak konuların yüzde seksenine hakim olacak ve tüm sorularda şüphe duymak yerine soruların yüzde 80’inden emin olacaksınız.

Bu oran çoğu zaman değişse de asıl odaklanmamız gereken nokta azın ne kadar çok olabileceğidir. Hayatımızdaki her duruma bire bir uyum sağlamasa da bu kurala göre düşünmek hayatımızdaki riskleri azaltabilir, düzeni sağlayabilir ve farklı bir düşünme biçimi kazandırabilir



Temelde nedenler ve sonuçlar arasındaki denge eşit değildir, hatta oldukça dengesizdir. Hayatınızı bu dengesizliğin farkında olarak düzenleyin. Her neden ve her sonuç aynı öneme sahip değildir















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder