GÜBRE
Bitkilerin, insan beslenmesinden sanayi kuruluşlarına ham madde olmasına, insanın hem beden hem de ruh sağlına kadar hayatımızın her kademesinde önemli bir yer alması bitkilerin sağlıklı yetiştirilmesi bilimin konusu olmuştur.
Ülkelerin ekonomik kalkınmasında tarımın katkısı çok büyüktür. Bir ülkede tarımsal faaliyetlerinin gelişmesi verimli topraklarda sağlıklı bitki yetiştiriciliğinin uygulanabilmesiyle sağlanmaktadır. 1 cm verimli toprağın oluşması 100-1000 yıl kadar bir uzun süreçte oluşuyor olması topraklarımızın verimli tutulmasının gerekliliği açısından önemini ortaya koymaktadır.
Gübreler ve gübreleme ise geçmiş çağlardan beri bitkilerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi açısından bir anahtar görevi görmektedir. Bilinçsiz bitki yetiştiriciliği, aşırı gübreleme, pestisit kullanımı verimli topraklarımızın yorulmasına ve bitki besin elementlerinin kritik seviyenin altına düşmesine sebep olmuştur.
Artan dünya nüfusu, tarım alanların kentleşme ile tarım arazilerin azalması, kuraklık, bitkilerde görülen hastalık ve zararlıların popülasyonlarındaki artışlar gibi sebepler birim alandan sağlıklı, verimi yüksek, kaliteli ve nitelikli bitki yetiştirmeyi gerekli kılmıştır. Toprakta da bitkilerin sağlıklı gelişip büyüyebileceği besin elementleri her zaman yeterli düzeyde bulunmadığından gübreleme, bitkisel üretimde en önemli uygulamalardan biridir.
Tarihimizde "Kadı yalan söyler, gübre yalan söylemez.", "Gübreyi kösenin yüzüne sürmüşler sakal çıkmış." atasözlerimizden de anlaşılacağı üzere gübreleme, tarihsel süreçte bitki yetiştiriciliğinde önemli bir uygulama olmuştur.
- Tarım topraklarının verimli olması ve bu verimliğin devamlılığının sağlanması ve çeşitli nedenlerle topraktan uzaklaşan bitki besin elementlerinin tekrar toprağa geri verilmesi amacıyla mutlaka gübreleme yapmak gerekmektedir.
- Bitkisel üretimi devamlı, kaliteli ve nitelikli hale getirmek için bitkilerin yetiştiği ortamdan;
- Hangi dönemde,
- Hangi oranda ve
- Hangi besin maddelerini aldıklarını iyi bilmek gerekir.
- Bu özellikleri bilmek yetiştirilecek bitkinin sağlıklı ve verimli olması açısından çok önemlidir. Ancak, aşırı ve bilinçsiz gübre kullanımı çevre kirliliği ve bitkilerde gübrelerin yararlı etkisinden çok toksit etkilerinin meydana gelmesinden dolayı bitkinin yetişeceği ortamı tanımak ve bitkinin isteklerinin iyi bilinmesi gerekir. Bu açıdan gübreleme basit bir uygulama olarak görülmemeli ve son derece dikkat edilmesi gereken teknik bir uygulama olduğu unutulmamalıdır.
- Gübre
- Bitkilerin sağlıklı büyümesi ve verimini artırmak için yetiştiği alana bitkilerin alabileceği formda katı ya da sıvı halde verilen besinlere gübre denilmektedir.
- Bitkilerin kimyasal özellikleri keşfedildikçe bitkilerin ihtiyaç duydukları besinlerin sağlanması açısından gübre teknolojisi de gelişmektedir.
- Gübreler, bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyduğu besinleri içerir.
- Gübreleme
- Bitkilerin yetiştirildiği ortamların verim gücünü arttırmak, bitkisel ürünlerin nitelik ve nicelik kalitelerini arttırmak amacıyla herhangi bir maddenin yetiştiği ortama verilmesine gübreleme denir.
- Toprakta, yetiştirilen bitkinin ihtiyacı kadar besin maddesi bulunmuyorsa gübreleme yapılarak ihtiyaç duyduğu besin maddeleri uygun zamanlarda verilmesi gerekmektedir.
- Gübrelemenin Amacı
- Yoğun tarımsal faaliyetleri ile çeşitli etkenlerden dolayı besin maddelerince sömürülmüş toprakların gübrelenmesinin iki temel amacı bulunmaktadır;
Toprağın bitki besin elementleriyle yeterince zenginleştirilmesi,
Bitkilerin sağlıklı büyümelerini ve gelişimlerini sağlamak için toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik açıdan elverişli hale getirip toprağın verim gücünü arttırmak, bu amaçları sağlarken çevre ve insan sağlığını dikkate alarak çevre ile barışık olmaktır.
Gübre İçinde Bulunan Besin Elementleri
Gübre İçinde Bulunan Besin Elementleri
Organik ve kimyasal gübreler hazırlanış şekillerine ve uygulanış amacına göre değişen oranlarda azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, molibden, mangan, kükürt, demir, çinko, bakır ve bor bulunmaktadır.
Gübrelemenin Bitkisel Üretime Etkisi
Gübrelemenin Bitkisel Üretime Etkisi
Gübreler, tarımsal üretimin devamlılığının sağlanmasında en önemli uygulamalardandır. Bitkisel üretimde %50-75 oranında bir paya sahiptir.
Bitkilerin hayati faaliyetleri için besin elementlerine ihtiyaç duyarlar. Bitkiler ortalama 90 adet elementi havadan, sudan ve topraktan absorbe ederler. Bu elementlerden 16-20 tanesi bitkilerin hayatsal faaliyetlerini sürdürebilmeleri için mutlak gerekli elementelerdir. Diğerleri ise büyümesi ve gelişmesinde faydalı elementlerdir.
Bitkiler için mutlak gerekli olan besinler bitkilerde bulunuş miktarlarına göre makro besin elementleri (karbon, hidrojen, oksijen, azot, potasyum kalsiyum, fosfor, magnezyum ve kükürt) ve mikro besin elementleri (demir, klor, bakır, mangan, çinko, molibden, bor ve nikel) olarak isimlendirilir. Bu elementlerden karbonu havadan, hidrojeni sudan ve havadan, oksijeni sudan ve havadan alabilirken diğer besin elementlerini de topraktan almaktadır.
- Bitkiler su, organik madde ve besin elementlerinden oluşmaktadır. Bitkiden bitkiye değişmekle beraber bitkilerin %70’i su, %27’si organik madde ve %3’ü besin elementinden meydana gelmektedir. Besin elementlerinin oranı az olmasına rağmen bitkilerde başta organik madde yapımı (fotosentez) olmak üzere çok çeşitli metabolik olayların gerçekleşmesinde önemli görev yaparlar.
- Bitkilerin yaşamsal faaliyetlerini için mutlak gerekli olan bu besin elementleri tarımın yoğun yapıldığı bölgelerde bitkiler tarafından çokça kullanılması, erozyon, yıkanma, hatalı gübreleme, toprağın yapısal özelliklerinin bozulması gibi etkenlerle azalmıştır. Ayrıca, tarım alanlarından her hasat sonrası o alandaki besin elementlerini azaltır. Gübreleme ile bu kayıp yerine koyularak bitkilerin sağlıklı gelişimi ile bol ve yüksek kaliteli ürün alınımı sağlanır.
- Ülkemiz Tarım Alanlarının Bitki Besin Elementleri Açısından Durumu ve Gerekli Gübreleme Programı
- Ülkemiz topraklarında neredeyse 10.000 yıldır tarım yapılmaktadır. Uzun zaman boyunca tarım yapılıyor olması tarım topraklarımızın besin elementlerince fakirleşmesine neden olmuştur. Genetik biliminin gelişmesi hibrit çeşitlerin gelişmesini sağlamış ve verimli çeşitlerin artmasıyla gübre ihtiyacı da artmıştır. Bunun yanında ülkemizde yaşanılan erozyonlar, tek yönlü ve bilinçsiz gübreleme gibi nedenler de ülkemiz topraklarının gübrelenmesini gerektirmiştir.
- Yapılan çalışmalar ülkemiz topraklarının bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için önemli olan besin elementlerinden azot (N), fosfor (P), potasyum (K), çinko (Zn) ve demir (Fe) elementlerince yetersiz olduğunu ve tarım topraklarımızın önemli bir kısmının organik madde miktarının düşük olduğunu göstermektedir. Tarım topraklarının fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin yüksek toprak verim potansiyelinin açısından uygun olması için organik madde içeriği en az %3 olması gerekmektedir. Ülkemizin topraklarının ise %1’i ancak bu oranda organik madde içermektedir.
- Toprak organik maddesi, toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirmekte, su tutma ve katyon değişim kapasitesini artırmakta, ayrıştığında toprağın besin elementi içeriğini zenginleştirmekte, bitki kök gelişmesini teşvik etmekte ve toprak pH’sını düzenleyerek verimi arttırmaktadır.Tarımsal üretimde verime etki eden besin maddeleri sırasıyla azot, fosfor ve potasyumdur. Bitkisel üretim ortamı olan topraktan yetiştirilen bitki miktarına bağlı olarak devamlı azalmaktadır.
- Ülkemiz topraklarının bu besinler açısından içeriği ise;
Azot; topraklarımızın yaklaşık %6’sı yeterli ve fazla miktardadır.
Fosfor; topraklarımızın %14’ünde bitkilere elverişli miktardadır.
Potasyum; topraklarımızın %80’inde elverişli miktardadır.
- Topraklarımızın organik maddelerin fakirliği ve besin maddelerinin eksikliği tarımsal üretimin devamlığının sağlanması açısından gübrelemeyi gerektirmektedir.
- Ayrıca, tarım topraklarımızın büyük bir kısmının killi ve hafif alkali (pH) özellikte olması besin elementlerinin bitkilerce alınımını olumsuz etkilemektedir.
- Bir toprağın asit, nötr veya alkali olduğunu ifade eden toprak reaksiyonu, verimliliği doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Bu sebeple yetiştiriciliğe başlamadan önce yetiştiricilik yapılacak alanının pH’ının ve yetiştirilecek bitkinin pH isteğinin bilinmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder